Sunday, March 13, 2016

Ne Var Ne Çok? - 4

Yine, yeni bir Ne Var Ne Çok yazısından merhaba!

MariPoSa'nın kızacağını bilsem de, yüzüm kızarsa da, eskisi gibi yazamasam da hayattayım mesajı vermek adına döndüm, geldim. Hoş mu geldim? Ona siz karar verin ;)

***



Başlangıcı Bir Yudum Kitap ile yapmak istiyorum. Bir kaç aydır yayına başlayan harika bir oluşum. Amacı adından da anlaşılacağı üzere, üye olan (ki üyelik tamamen ücretsiz) okurlarına her sabah farklı bir kitabın rastgele 2-3 sayfasını, çok güzel bir başlangıç notu ile email olarak gönderiyorlar. Okurlar, her neredeyseler sabah kahvelerini o gün gönderilen pasaj ile yudumluyorlar. Çok ince bir düşünce değil mi? Şahsen ben her sabah kahve içerken birşeyler okuma ihtiyacı duyarım. Her zaman yanımızda kitap olmayabilir ya da ne okuyacağımıza karar veremeyebiliriz. Bir Yudum Kitap bunu bizim yerimize düşünüyor. Ayrıca, yeni kitap keşifleri için de ideal! Sağolsun, var olsunlar. Yukarıdaki görsel de twitter hesaplarından gördüğüm, çok beğendiğim bir paylaşım. 

***

http://www.nolm.us/55-kult-filmin-ilk-ve-son-sahnelerini-yan-yana-gosteren-basarili-bir-video/

N'olmuş? blogunu takip ediyor musunuz? Bu video'ya uzun zaman önce rastlamıştım. Linki bir yerlere saklamışım. 55 kült filmin başlangıç ve bitiş sahnelerini bir arada vermişler. Filmlerin hepsini bilmiyorum ama video oldukça başarılı.

***


Blog yazılarım maalesef seyrekleşti ama yazma pratiğimi hepten köreltmemek için dergiye öykü yazmaya devam ediyorum. Daha önce bahsetmiştim. Öteki Dergi isimli bir internet dergisinde yazıyorum. Bu fotoğraf Şubat ayı için seçilmişti. Bizlerden bu doğrultuda öyküler kurgulamamız istendi. İlk görünce, "yok artık! ben nasıl yazarım atlar üzerine" demiştim. Sonra bir anda kendimi internette at yarışı terimleri ararken buldum :D Fotoğraf öyküsü yazmak ayrı bir zevk. Hele ki bir başkasının çektiği fotoğraf için... Beyin damarlarının normalden daha fazla çalıştığını iddia edebilirim. Bu fotoğraf için yazdığım öyküyü (Tahminen) okumak isterseniz, şöyle buyurun: http://otekidergi.com/94-Oyku-Detayi.html

***


Sosyal medyada rastladığım bir proje: A Tea with Eddie Vedder. İsmini okuyunca bile gözlerimden kalpler fışkırdı. Doğuş diye bir maceracının projesi. Daha önce de 10.000 farklı kişiyle çay içebilmek için yollara düşmüş. (tamamen otostop ile üstelik) Amacı, bir dünya insanla tanışmak. Şimdi de hedefi Eddie Vedder'a ulaşmak. Böyle maceracı ve idealist insanlara çok imreniyorum. Umarım başarılı olur. Önceki imajını bilmiyorum ama bu haliyle hafiften benziyor da Eddie'ye :) Detaylar: http://onedio.com/haber/eddie-veder-la-bir-cay-icin-otostopla-binlerce-kilometre-gitmek-ateawitheddievedder-690487?utm_source=onediocom&utm_campaign=Eddie%20Veder%27la%20Bir%20%C3%87ay%20%C4%B0%C3%A7in%20Otostopla%20Binlerce%20Kilometre%20Gitmek%3A%20%23ateawitheddievedder&utm_medium=tweet 

***


-Yarın ne kadar sürecek, Anna? 
-Sonsuzluk ve bir gün kadar.

İzlediğim filmlerden replik ve görsel toplamayı çok seviyorum. Bir nevi koleksiyonum var :) Bu kare Eternity and A Day filminden. Eski, güzel bir Yunan filmi. Vaktiniz varsa, izlemenizi tavsiye ederim.

***


Mahir Ünsal çok sevdiğim öykücülerden. Son dönem genç yazarlardan ve maalesef henüz 3 tane kitabı var. Ben 2 tanesini çoktan okumuştum. Tüm külliyatı bitirmeye kıyamadığımdan birini bekletiyordum. Şu ara üst üste, yirmilik diş, baş, boğaz ağrıları ve grip geçirince, kendimi avutmak/iyileştirmek için Olduğu Kadar Güzeldik'e başladım. Yine çok güzel öyküler. Bir anda anlatılan atmosferde buluyorsun kendini. Şöyle bir alıntı ile örneklemiş olayım: "Kendimi iyi hissetmenin değilse bile kötü hissetmemenin bir yolu olmalıydı, ölmedik ya!"

***

Daha yazacak, konuşacak çok konu var. Umarım daha sık uğrarım buralara. 

Adettendir; finali bu aralar favorim olan 2 şarkı ile yapayım. 1 yerli 1 yabancı :)

Keyifli pazarlar olsun!



Pilli Bebek - Olsun



HIM - Gone with the Sin