Thursday, October 6, 2016

İmece Meydan Okuması # 10. Gün

Meydan Okuma'nın son sorusu, en hassas sorusu:

"Size ilham veren birisi."

Birinden, birilerinden ilham alabilmek, çok büyük şanstır. İnsana günlük hayatında da, yeni kararlar alırken de kolaylık, ferahlık sağlar.


Ben bir çok kişiden ilham almışımdır şimdiye kadar. İlk başta ailem, bazı ünlüler, bazı ünsüzler. Özellikle iki grup insan var; ilham aldığım, hayranlık duyduğum. 

Birincisi, yaptığı iş ne olursa olsun, o işin hakkını veren, hem kendini hem etrafındakileri memnun edenler. Bir örnek vermem gerekirse, önceki çalıştığım işyerinin kantininde çalışan abimiz. Dünyanın en güzel tostlarını yapar ve en güzel biçimde servis ederdi. Öyle güzel ifadesi vardı ki, işini çok severek yaptığı tostun lezzetinden belli olurdu. İşten ayrılacağım gün son kez tost yemeye gittim, tadı hala damağımdadır.

İkinci grup, hayatında çok fazla olumsuzluk olmasına rağmen mutlu olmayı başarabilenler. Mutluluk dış etmenlere bağlı mıdır, yoksa sadece içten gelen bir duygu mudur? Bu yaz biriyle tanıştım. Çok mutlu, çok güzel gülen bir hanım. İçimden, dünyanın en mutlu insanıdır herhalde, diye geçirdim. Ertesi gün sohbet ederken hayatına dair bir şeyler anlattı. İnanamadım. Eften püften şeyleri problemden saydığımı farkettim, utandım. O günden sonra abla-kardeş olduk zaten. Mutluluk söz konusu olunca ilham aldığım kişidir.

Güzel insanlar, örnekler hep çoğalsın etrafımızda ;)

***

Fotoğraf: Üsküdar Sahil / afede


The Eagles - Hotel California

Tuesday, October 4, 2016

İmece Meydan Okuması # 9. Gün


"Birini hatırlatan şarkı seçiniz."

Düşünüyorum da hangi şarkı birini hatırlatmıyor ki... Zaten bu yüzden özel anlam yükleyip, sevmez miyiz şarkıları? Bazılarını birileri yüzünden çok dinleriz, bazılarına ise birilerini hatırlattığı için küseriz. Aslında böyle yapmamalı belki de. Sonuçta, şarkının günahı yok. Zaten farkında bile değil biriyle eşleştirildiğinin. Neyse... Akşam akşam bu kadar felsefe yeter :) Şarkımı aşağıya bırakıp gidiyorum.

İyi geceler.

Monday, October 3, 2016

İmece Meydan Okuması # 8. Gün



"Bu hafta başınıza gelen en iyi şey nedir?"

Bu haftayı pas geçsek de geçtiğimiz yılın bu haftasına dönsek :)

Geçen yıl bu zamanların 2 gün öncesi, ailemize minik bir melek katılmıştı. Zaten son bir yıldır hayatlarımız ona endeksli şekilde devam ediyor. 

Neredeyse büyümesinin tüm evrelerine şahit olabiliyorum. Bu bile bir şükür gerekçesi benim için. Bundan 1 yıl önce, sadece ağlayan, beslenen, uyuyan, uyanan sonra tekrar ağlayan bol gazlı bir bebekti. Şimdi yavaş yavaş birey olma yolunda. Kendi içsel faaliyetlerini çözünce, bir şeyler öğrenmeye ve insan ilişkilerine başladı. Zaten en keyifli kısmı burası. Mesela, sohbete karışmak (şimdiden bolca anlatacak lafı var) ve hatta akabinde Susss! işareti yapıp insanları susturmak, taklit yapmak (öksürük, garip sesler), yemek ve başkalarına yedirmek, telefon tablet ve bilumum elektronik cihazlara saldırmak, şayet telefon yoksa etrafındaki her hangi bir şeyi kulağına götürüp telefon açığını kapatmak, şarkı dinlemek (şimdiden bir müzik listesi mevcut) ve duygusal parçalar dahil oynamak... gibi gibi. Güzel şeyler :) 

Sadece bu hafta değil, son 1 yıldır başıma gelen en güzel şey. İyi ki doğmuş!


Sunday, October 2, 2016

İmece Meydan Okuması # 5. & 6. & 7. Gün

5. Gün: "Size ilham veren şarkı."



Bu soru için 2 şarkım var. Biri Fleetwood Mac'in Go Your Own Way'i. Sadece başlangıç ritmi ve şarkının adı bile yetiyor. Çalmaya başladığı an aklımda ne varsa uçup gidiyor, yerine sadece huzur kalıyor. Ben bu şarkıdan ilham alıp, hayatımla ilgili önemli bir değişiklik kararı aldım bu yaz. Hala da tek gün olsun, pişmanlık yaşamadım :)

Bir diğeri de özellikle sözlerinden ilham aldığım: The Smiths - Please Please Please Let Me Get What I Want. Bir şeyleri çok istediğim zaman, yeni bir yola çıkıyorsam dua niyetine dinliyorum. Sözleri şuraya yazıyorum:

Good times for a change.
-bir değişimin tam zamanı
See the luck I've had, can make a good man turn bad.
-görüyorsun ki bendeki bu şans iyi bir adamı kötü birine dönüştürebilir
So please please please let me, let me, let me, let me get what I want, this time
-lütfen, lütfen, izin ver de bu kez istediğimi elde edebileyim

I haven't had a dream in a long time.
-uzun süredir rüya görmedim
See the life I've had, can make a good man bad.
-görüyorsun ki hayatım, iyi bir adamı kötüye dönüştürebilir
So, for once in my life, let me get what I want,
-hayatımda bir kez olsun, istediğimi elde etmeme izin ver
Lord knows it would be the first time,
-tanrı biliyor ya bu ilk kez oluyor
Lord knows it would be the first time.
-tanrı biliyor ya bu ilk kez başıma geliyor


6. Gün: "Dünyada değiştirmek istediğiniz beş şey nedir?"

Öyle çok ki...

-En başta bazı insanların davranışları! O kadar empatiden uzak, bencilce davranışlara şahit oluyorum ki artık üzülmekten bıktım. Kendi içimde telkinlerde bulunuyorum ama yine de umursamadan edemiyorum.

-Birilerini, bir şeyleri fazla umursama huyum.

-İstanbul. Çok seviyorum ama özellikle son bir kaç yıldır öyle kötüye gidiyor ki durumu. Tahammül edemiyorum. İmkan olsa, sadece tarihi dokuyu koruyup, baştan sona değiştirmek isterdim.

-Odam, evim :) Bu aralar tüm eşyalarımı, hatta tüm evi...

-Son ve en önemli olarak da dünyadaki haksız kazanç ve varlık dengelerinin bir düzene girmesi. Belki çok ütopik ve Robin Hood'vari bir dilek. Böyle bir denge olsa, bence zaten bir çok problem direk çözülmüş olur. 

7. Gün: "Korkmasanız denemek isteyeceğiniz şey?" 



Düşünüyorum, taşınıyorum. Şimdiye kadar korktuğum için yapmadığım/yapamadığım fiziksel bir aktivite olmadı. Ama imkanım olsa gerçekleştirmek istediğim bir şey var. Daha evvel de bahsetmişimdir. Benim en favori filmlerimden biri Motorsiklet Günlükleri'dir. Bu filmde izledikleri rotayı motorsikletle dolanmak, oralarda bir müddet yaşamak hayalimdir. Kim bilir, belki bir gün... :)